Sosyal Medya

Güncel

Mehmet Görmez: 'Diyanet’in her açıklaması siyasetin müdahalesi olarak algılanıyor'

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Diyanet’in her açıklaması siyasetin müdahalesi olarak algılanmaktadır' derken başkanlığın yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.



Eski Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez, 'Diyanet’in her açıklaması siyasetin müdahalesi olarak algılanmaktadır' derken baÅŸkanlığın yeniden yapılandırılması gerektiÄŸini söyledi.

Görmez'in Yörünge isimli dergiye verdiği söyleşiden öne çıkan ifadeleri şöyle:

'Ä°stismarın en kötüsü, en çirkini, en aÅŸağılık olanı din istismarıdır. Ãœlkemizin bir din istismarı pazarına dönüşmesine asla izin verilmemelidir. Görevde iken de yüksek sesle ifade ettiÄŸim gibi sahte bal satanlarla ilgilendiÄŸimiz kadar sahte din tüccarları ile ilgilenmiyoruz. Sonra da başımıza büyük musibetler geliyor. Her inanan insanın en masum dini tezahürlerinin suç olarak deÄŸerlendirildiÄŸi, irtica ile yaftalandığı zamanlarda bunları ayırmak zordu. Ancak bugün kötü ile mücadeleden geri durmak için hiçbir mazeretimiz yoktur. Herkes bilmelidir ki din, taraftar toplama aracı deÄŸildir. DEAÅž’ın militanlarına cennet vaat etmesi ne kadar din istismarıysa bir tarikatın kendi müntesiplerine cennet vadetmesi aynı derecede din istismarıdır. Benim elimi öperseniz cennete gidersiniz, sizi cehenneme götürürken ben falan tarikatın ÅŸu kolundanım derseniz, sizi salıverirler hezeyanlarını dinlemedik mi? Allah ete kemiÄŸe büründü benim ÅŸeyhim olarak göründü hezeyanını duymadık mı bu ülkede? Kendilerine manevi güçler atfederek insanları aldatmak din istismarı deÄŸil mi? Materyalizmin en büyük silahı olan nudizmi meÅŸrulaÅŸtırarak iffetsizliÄŸi ve hayasızlığı, mehdiyet altında takdim etmediler mi bu güzel ülkede? Bütün bunlar din istismarı deÄŸil de nedir?

Diyanetin yapacaklarına gelince yaÅŸadığım tecrübelere dayanarak söyleyebilirim ki Diyanet, mevcut statüsü ve müktesebatıyla mevcut dili ve üslubuyla bunların üstesinden gelmekte çok zorlanmaktadır. Her ÅŸeyden önce Diyanet’in her açıklaması siyasetin müdahalesi olarak algılanmaktadır. Daha yeni kurulan geniÅŸletilmiÅŸ istiÅŸare heyetinin bu konuları çok daha geniÅŸ bir ÅŸekilde ele alması zarureti olduÄŸunu ifade etmek isterim.

 

Din tartışmaları hiçbir zaman bu kadar usulden, metodolojiden hatta tartışma adabından, ihtilaf ahlakından kopmamıştır. Usul derken hem dini metinleri anlamak için inÅŸa edilen usul ilimlerini, hem din ile varlık, hayat, kainat arasındaki iliÅŸkileri hem de dil ve üslubu kastediyorum. Dijital iletiÅŸim devrimi ile her türlü bilgiye ulaÅŸmak çok kolaylaÅŸtı. Ancak doÄŸru bilgi ile yanlış bilgiyi birbirinden ayıracak kriterler, bilgiyi salih amele dönüştürerek usul yok oldu. Malumatımız arttıkça cehaletimiz artmaya baÅŸladı. En kötü mühendislik, cehalet mühendisliÄŸidir. Cehalet mühendisliÄŸi bilgi yükleyerek cahil bırakmaktır, enformatik bir cehalettir. Bizim bilgi tasavvurumuzu üç kelime birlikte ifade eder: Ä°lim, hikmet ve marifet. Din doÄŸru bilgiye dayanmak zorundadır. Sahih ilim olmazsa, iman da ibadet de sahih olmaz. Dinin anlatım dili ise hikmet dilidir. 'Allah’ın yoluna hikmetle çağır' buyuruluyor. Usulsüz füru bilgisi ne kadar yanlışsa, hikmetsiz hüküm bilgisi de o kadar yanlıştır. Ahkâm kesen fetvalara deÄŸil, hikmetli öğütlere ihtiyacımız var. Zira fetva kazai deÄŸil, diyanidir. Akıl ve felsefe olmadan hikmet olmaz. Hikmetsiz konuÅŸanların akıl ve felsefe düşmanlığı bundandır. Gazzali der ki: 'Akıl, Allah’ın nurundan bir parçadır.' Yine der ki 'akıl içten gelen bir vahiy, vahiy dıştan gelen bir akıldır.' Akıl vahiy dengesini kurmak için Ä°slam medeniyeti bir kütüphane dolusu kitabı miras bırakmıştır. Bu mirastan mahrum olanlar 'Aklı kenara koymadan cennet olmaz' dediler. Oysa Kur’an bunun tersini söylüyor. Ä°nsanlar ateÅŸe doÄŸru giderken 'Biz peygamberi dinleseydik ve aklımızı kullansaydık cehennem ehlinden olmazdık' diyeceklerdir.'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.